İç kulak tipi ileri ve/veya çok ileri derecede işitme kayıplarının rehabilitasyonunu sağlayan cihazlardır. Bu cihazların çalışma şeklini anlamak için normal işitmenin nasıl gerçekleştiği konusunda kısaca bilgi sahibi olmak yararlı olacaktır. Kulak dış, orta ve iç kulak olarak üç bölümden oluşur. Dış kulakta yer alan kulak kepçesi, dışarıdan gelen ses dalgalarını toplayarak kulak kanalı içerisine yollar. Buradan ilerleyen ses dalgaları kulak zarını titreştirir. Titreşen kulak zarı orta kulakta bulunan kemikçikleri harekete geçirir (orta kulakta çekiç, örs ve üzengi denen üç tane küçük kemikçik bulunur) ve ses dalgaları iç kulağa iletilir. İç kulak kendisine iletilen bu mekanik ses dalgalarını elektriksel sinyallere dönüştürür. Elektrik sinyallerine dönüştürülmüş olan bu ses dalgaları işitme siniri yoluyla beyine iletilir ve anlamlandırılır. İç kulağın çeşitli nedenlerle hasarlandığı (doğumsal nedenler, yaşlanma vb.) ve fonksiyon görmediği durumlarda biyonik kulak, hasarlı olan iç kulağın görevini yerine getirerek dışarıdan gelen ses dalgalarının sinir hücrelerini uyarılabilmesi için gerekli olan elektrik sinyallerini oluşturur.
Biyonik kulak ile işitme nasıl gerçekleşir?
Koklear implant ameliyat ile takılan bir iç parça ve ameliyat sonrasında bir mıknatıs aracılığı ile iç parçaya tutturulan bir dış parçadan oluşur. Dış parça mikrofon ve konuşma (ya da ses) işlemcisinden oluşur. Mikrofon kulağın hemen arkasında, işlemci de onun hemen yukarısında, vücut dışında yer alır. Dış parça hasta tarafından takılıp çıkarılabilir. İç parça ise implant ve elektrod dizisi (sayıları 12-24 arasında değişir) olmak üzere iki bölümden oluşur. İmplant deri altına, elektrotlar da iç kulak içerisine cerrahi işlem ile yerleştirilir. Mikrofon ortamdaki sesleri alarak konuşma işlemcisine aktarır. Konuşma işlemcisi bu sesleri dijital olarak kodlar ve implanta gönderir. İmplant kendisine kodlanmış olarak iletilen bu sesleri elektrik sinyallerine dönüştürerek elektrodlara aktarır. Bu elektrodlar vasıtası ile işitme sinirinin farklı bölgeleri (bu şekilde farklı frekanslardaki sesler algılanabilir) uyarılır.
Koklear implant kimlere uygulanır?
İleri ve çok ileri derecede iç kulak tipi işitme kaybı olan ve işitme cihazından fayda görmeyen hastalar koklear implant adayıdırlar. Koklear implant uygulanabilmesi için elektrodların yerleştirilebileceği bir iç kulak kanalının ve sağlıklı çalışan bir işitme sinirinin bulunması gerekir. Bunun için iç kulak bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme ile tetkik edilmelidir. Dil gelişimi tamamlanmış hastalarda yaş kriteri yoktur. Ancak dil gelişiminin henüz tamamlanmadığı çocuk hastalarda en geç 4 yaşına kadar bu cerrahinin yapılması gerekmektedir. Çünkü bu yaş sınırının aşıldığı hastalarda beynin işitsel uyaranları anlamlandırma yeteneği gelişemez. Dolayısı ile sesler duyulsa bile anlaşılamaz ve konuşma becerisi gelişemez. Maalesef bu hastalar ömürlerini işitme ve konuşma engelli olarak tamamlamak zorundadırlar.
Her iki kulak aynı ameliyatta implantlanabilir mi?
Evet.
Ameliyat sonrası süreç nasıl işlemektedir?
Hastanede kalış süresi 1-3 gün arasında değişmektedir. Ameliyat bölgesinde ağrı olabilir ancak bu ağrılar basit ağrı kesiciler ile genellikle kontrol altına alınabilir. Hafif baş dönmesi olması normaldir. Ancak şiddetli de olabilir. Bu durumda ek ilaçlar gerekebilir. Bir ay zarfında dış parça odyoloğunuz tarafından aktif hale getirilir ve gerekli ayarlamalar yapılır. Koklear implanttan alınan sinyalleri yorumlamayı öğrenmek, zaman ve eğitim gerektirir. Bu süre yaklaşık bir yıl sürebilir. Küçük çocuklarda yaşa bağlı olarak işitme ve konuşma becerilerinin gelişimi farklılık gösterir. En iyi performans bir yaş civarı implantlanan çocuklarda görülmektedir.
KBB & BAŞ BOYUN CERRAHİSİ
Yaptığımız işlemler, güncel çalışmalarımız ve
merak ettiğiniz her şey için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Çalışma Saatleri
İletişim
Yasal Uyarı
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz.
Copyright 2022 © Prof. Dr. Ertap AKOĞLU